Hiddetinizi biriktirmek size hasar veriyor
Uzman Psikolog Resmiye Öztürk, sosyal civarda faal olmayan insanların ilişkilerinde de rahat olmadığını dile getirdi.
İfade edilemeyen dargınlığın birikerek bireye hasar verdiğinin altını çizen Öztürk, “Başkaları ile geçim halinde olan insan, başkalarına arkadaşça yanaşır, ama gerektiğinde onlara karşı çıkar hakkını korunur. Bazı insanlar devamlı suskun kalır kendi karakterinden ödün verir sevgi ve onay kazanmak ister. Bağımlılık her insanda vardır, bu onun sosyal bir varlık oluşunun gereğidir fakat bir insanın bağımlılığı ile kendiliğindene yeterliliği arasında bir denge olması gerekir, işte bu denge bağımlılık güzergahına kaymışsa bireydeki fobi ve agresiflik çoğalır. İfade edilemeyen agresiflik birikir, bireyin kendine hasar verir veya yer değiştirerek kendinden eforsuza karşı sözel veya fiziksel şiddet biçiminde yönelim bulur. Dargınlığın boşalımı düşmanca duyguların yaradılışını yasaklamaz. Faal olmayan bir insan, ilişkilerinde rahat değildir. Faal olmayı şehirle de benim dediğim olacak biçiminde idrak eden insanlar devamlı karşı fikir üretirler bir insanın görüşünü özümsemek onlar için benliğini kaybetmek gibidir. Kendisini yasaklanmış sezdiği her vaziyette aynı agresiflik tepkisini veren şahıs faal olamaz” ifadelerini kullandı.
Faal olmanın içinde bulunulan vaziyete, en uygun tepkiyi verebilmek olduğunun altını çizen Psikolog Öztürk, “Ehemmiyetli olan ne duygu yaşadığının bilincin de olmak, dinlenen agresiflik duygusunun da klasik bir duygu olduğunu kabul edip bu duygudan dolayı kabahatlilik sezmemek, bu duyguyu şuur altında biriktirip cemiyetin kabul etmeyeceği tutumlar haline getirmemek gerekmektedir. Her insan kendi benliği ile yüzleşmeyi göze alabilmeli ve değişmeyi istemelidir. Metamorfoz için insanın tavır alanını daraltan, kendinde ki katı korunma sistemlerini görmesi gerekir. Kendine yabancılaşmış olduğu güzergahlarını adım adım görmek, kısır döngüleri birer birer ortadan kaldırır, korunma için tükettiği enerjiyi, iyi yaşamak için kullanmaya başlar. Bu da terapi süreci içinde yavaş yavaş reelleşecek bir gidişattır” biçiminde konuştu.