Gebelikte Karpal Tünel Belirtiyi’nun sebepleri
Gebelik sırasında da kollanabilen, hastalarımıza ‘bir çeşit asap sıkışması’ olduğunu söylediğimiz, ellerde anlaşma, eforsuzluk ve gece uyandıran sızı gibi şikayetlere “Karpal Tünel Belirtiyi” ismi verilmektedir.
Ellerimize yaşam veren üç asaptan biri olan median asap el bileği seviyesine geldiğinde bir tünelin içinden geçer. Tüneli oluşturan duvarların daralması veya tünelin içinin kalabalık hale gelmesi asap üzerinde baskı oluşturur. Ellerimizi bir bahçe, median asabı bahçeyi sulayan bir hortum ve hortumdan akan suyu da elektrik mesajımına benzetelim. Karpal Tünel Belirtiyi’nu bahçeyi sulayan hortumun üzerine ayağınızla basmanıza benzetebiliriz. Su akımı eksilir başka bir deyişle elektrik akımı düşer. Bahçede su azlığından kuraklık oluşması gibi biz de bu elektrik akımının eksilmesini ellerde anlaşma, sızı, eforsuzluk ve noksanlık olarak sezeriz.
Karpal Tünel Belirtiyi’nun sebepleri
Karpal Tünel Belirtiyi’nun bir çok sebebi vardır. El bileğinin sık ve yineleyen hareketler ile kullanılmasını müzik aleti, bilgisayar, konut işleri v.b hortumun başka bir deyişle asabın hor kullanılması neticeyi zarar görmesine benzetebiliriz. Bunun dışında diyabet ve hipotiroidi tiroid bezinin az çalışması gibi hastalıklar asabın kendisini beslenmesini maniler ve zarara yol açar.
Hamilelik sırasında kollanan kasvetler, tüm bedende olduğu gibi asabın geçtiği kanalda da ödem oluşması ve asabın baskıya uğraması neticeyi ortaya çıkar. Başka Bir Deyişle asabın geçtiği tünelin içi kalabalık hale kazanç. Bu gidişat hipotez edebileceğiniz gibi genellikle gebeliğin ilerleyen yarıyıllarında kollanmaktadır.
Karpal Tünel Belirtiyi hangi şikayetlerle ortaya çıkar
Median asap baş, orta ve işaret parmaklarından mesul olduğu için bu bölgede anlaşma hissi ve sızı ilk belirtilerdir. Seneler evvel yapılan çalışmalarda el bileği büküldüğünde asabın geçtiği kanalın daha da daraldığı tespit edilmiştir. Yatarken el bileğimiz bükülü pozisyona geldiği için geceleri miskin el ile uyanma ve elimizi sallayarak tembelliği ortadan kaldırma refleksi de en sık kollanan belirtilerdendir.
Uygun zamanda rehabilitasyonuna başlanılamayan gidişatlarda elektrik akımının azlığı sebebi ile ellerimizdeki adalelerde erime atrofi kollanır. Bu evrede eforsuzluk, düğme iliklemek gibi marifet gerektiren işlerde zorlanma ve eldeki eşyayı düşürmeler başlar.
Karpal Tünel Belirtiyi tanısı nasıl konur
Doğru tanı için en ehemmiyetli usul iyi ve ayrıntılı bir tetkiktir. Asabın kasvette olduğu tespit edilir ise asap mesajım testi EMG yaptırılması uygun olur. Bu test asabın gerçekten el bileğinde kasvette olup olmadığını ve kasvetin ciddiyeti mevzusunda bize ehemmiyetli bilgiler verir. Bazı ender gidişatlarda asabın çok yukarıyalarda da boyun fıtığı gibi kasvete girdiği ortaya çıkabilir. Gene bu vaziyeti aynı su hortumuna uzak aralıklarla iki ayrı yerde baskı yapılmasına benzetebiliriz. Bu vaziyette boyundaki yapıların gidişatını kollamak için Manyetik Titreşim Görüntüleme MR muayeneyi istenebilir
Bunun dışında öğrenilen altyapı problemleri olan şahıslarda kan şekeri, tiroit hormon seviyeleri, kan sayımı gibi muayeneler yapılmalıdır.
Bu bilgileri değerlendiren hekim, tanıyı netleştirdikten sonra hastalığın rehabilitasyonunu tasarılar.
Karpal Tünel Belirtiyi’nda rehabilitasyon nasıl uygulanır
Rehabilitasyon safhasında ehemmiyetli olan karpal tünel belirtisinin kendi başına bir hastalık değil, belirtiler tamı olduğunu anlayabilmektir. Altta uyuyan muhtelif cinste kasvetler median asabın elektrik mesajımını bozabilir. Dolayısı ile rehabilitasyon her hastanın özel vaziyetine göre tasarlanmalıdır. Misalin diyabet hastası olduğu öğrenilen bir kişideöncelik kan şekeri seviyesinin basmakalıp seviyelere indirilmesi olmalıdır.
Gebeliğin son evrelerinde ortaya çıkan belirtilerde genellikle el bileği ekleminin az kullanılması ve gece yatarken bükülü pozisyona gelmemesi kastedilir. Bu emelle el bileğini natürel pozisyonda yakalayan ateller uygulanabilir. El bileğine yük veren ve median asabın sıkışmasına neden olan hareketler yasaklanır.
Gebelik yarıyılında ilaç kullanımı hem doktor hem de hasta tarafından çok hoşlanılan bir uygulama değildir. Bu sebeple sızıyı eksiltmek emeli ile yüzeyden uygulanan kremler ve bebeğe hasar vermeyecek parasetamol türevi ilaçlar seçim edilmektedir.
EMG testi her hastada istenmeyebilir, burada doktorun tetkik belirtileri ehemmiyetlidir. Bu evrede en ehemmiyetli nokta anne adayının sık aralıklarla takip edilmesidir. Özellikle gebeliğin son üç ayında sızı ve anlaşma katlanılmayacak ebatlara gelebilir. Bu vaziyette bilek bölgesine steroid enjeksiyonu uygulanabilir. Hastalarımızın büyük çoğunluğu bu rehabilitasyon uygulamalarından muayenehane olarak pozitif netice almaktadır.
Ben de dahil el cerrahlarının deneyimleri ile oluşan genel kanısı, doğum sonrası şikayetlerin üzgün bir şekilde kaybolacağı istikametindedir. Bu sebeple yukarıyada belirtilen rehabilitasyon usulleri dışına çıkmak cerrahi gibi çok tutku edilen bir gidişat değildir.
Son senelerde yayınlanan bilimsel çalışmalar, doğum sonrası şikayetlerin oldukça eksildiği hastalarda bile bir ölçü kalıcı asap zararının tespit edildiğini göstermiştir. Bununla beraber gebelik sırasında cerrahi rehabilitasyon kararının anne adayı ve bebeğe az da olsa stres yükleyen bir uygulama olduğunu da düşünmekteyiz. Çok seyrek asabın kalıcı olarak zarar göreceğini düşündüğümüz akut ve ağır hadiselerde ise cerrahi uygulamanın en uygun rehabilitasyon alternatifi olmaktadır.
Hamilelik sonrası annenin üçüncü ve altıncı haftalarda hakimiyet edilmesi mümkün kalıcı zararın önlenmesi açısından ehemmiyetlidir. Bunun dışında hamilelik sırasında aralıklarla hakimiyet ve şikayetlerin beklenmedik biçimde çoğalması gidişatında hakimiyet zamanını beklemeden hekiminize müracaat etmek bu yarıyılı kasvetsiz atlatmanız açısından en verimli ihtiyatlardır.